3 Temmuz 2007 Salı

TABELA PARASINA YAZIK

Burası güngörende Eski Edirne Asfaltı. İki tane, gayet güzel "Girilmez" tabelası var. Yani tek yön ama iki dakika içinde çektiğim 3 fotograftan da anlaşılacağı gibi kimse sallamıyor..Oysa solda tam bu yola paralel bir yol var yukarı çıkan.
Ama orası da farklı değil. Bu kez oraya da ters yönden giriyorlar. Tabelaları değiştirsek, burayı yukarı çıkan yol. Orayı da aşağı inen tek yön yol yapsak, baktalım "yasak meyva tatlıdır" diyen yurdum insanı yine kulağını tersten mi gönderecek..Bazen bu sokağın tam köşesine bir de polis arabası parkediyor, yanıbaşında kural ihlallerini görmezden gelip oturuyorlar..Herhalde daha büyük görevleri var..Ama en küçük kuralı uygulatamayan devlet, daha büyüklerini uygulatmada ipin ucunu kaçırır..




TRENLER, KARA TRENLER NEREDESİNİZ

1990 Yılıydı sanırım, ilk defa İnter stoff'a yani Almanyanın Frankfurt kentinde yapılan Kumaş fuarına gittim. Biz kumaşçıların o zamanlar tabiri caizse "Hac" farizesi gibi birşeydi.. Messe alanından bir durak önce inmişim, boşver, yürürüm dedim..Nede olsa arada bir istasyon vardı..Biraz yürüdükten sonra önüme Tren yollarının kesiştiği bir yer geçti, etrafından dolaşayım dedim..Git git bitmiyor, bizim haydarpaşa garının 5 misli biryer neredeyse..Tabi yürürken ulan nerden düştük buraya, bir istasyon dedik, kocca tren garının etrafını dolaşıyoruz diye söylenirken, bir yandan da trenleri filan inceliyorum...Meğer epey yürüyüp terledikten sonra, buranın aslında tren garı değil de Hal olduğunu yani sebze ve meyve hali olduğunu anladım. Donduruculu, soğuk hava tertibatlı Vagonlar vardı bir sürü, sebze ve meyveler tazeliklerini muhafaza ederek geliyordu hale..Birde Cevizlibağdaki Hal gözümün önüne geldi...Çok üzüldüm...Adamlar hem masrafsız, Tehlikesiz ve taze taşıyordu sebze ve meyvelerini, benim ülkemde ise istihap haddini aşmış kocca kamyonlar kolgezmekteydi...Birim kilo domates başına düşen nakliye bedeli kat kat fazla olduğundan, Adanadaki domatesi üreten de memnun değildi, istanbulda bunu tüketen de...
Trafik Canavarlarını yaratan, Hepimize Canavar olma "YOL"unu açan, "KARAYOLU" İnşaası ile övünen "Devlet" adamlarına ithaf ediyorum bu fotografı. Devlet dedim ama acaba bu ulaşım ve taşıma politikası hangi "Devlet"in yararına...Bizim devlet olmadığı kesin. Düşünsenize karayolu olayında, asfalt, Lastik, araç, mazot hepsi tükenen, yeniden alınması gereken şeyler..Bunların hiçbiri de bizde yok..Hepsini başka "Devlet"lerden almak zorundayız...Domates, tuğla, demir taşıyan Kocca kamyonlarla hepimiz aynı yolları paylaşmak zorundayız...Adam Senetleri imzalayıp kendine bir kamyon almış...Senedin vadesi geliyor...Gidip gelmeli devamlı Adana - İstanbul arası...Senedin vadesi geliyor ama, adamın da uykusu geliyor..Sonra gümmm...Al sana bir trafik canavarı...Ne senet derdi kaldı ne uyku derdi, aldı götürdü kendisiyle birlikte birçok canı da...Trafik Canavarı oluverdi...