23 Ağustos 2007 Perşembe

KÜTÜPHANE

Kütüphane Arapça Kutub kelimesiyle Farsça hane kelimelerinden oluşmuş. Kitap okunan, araştırma yapılan yer yani. Ülkem ne duruma geldi görüyormusunuz. Herhangi bir konuda araştırma yapmak, bazı kaynaklara ulaşıp notlar almak için kütüphaneye gideceksiniz. Gidiyorsunuz, kapıda "ÇANTAYLA GİRMEK YASAKTIR" yazacak..Yanınızda çanta yoksa, araştıracağınız konunun önceki notları, başka kaynakçalar vs. nasıl taşınacak? Olmaaaz, burası Türkiye, çantayla giremezsin. Niye, çünkü kitapları çalabilirsin, zaten okuma oranının yerlerde paspas olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Düşünsenize yukarıdaki kütüphane gibi bir kütüphane, masalar, sandalyeler var, ışıklar yanıyor, bir görevliye bizim vergilerimizden maaş veriliyor. Ama ıssız salonda tek bir okuyucu yok zaten. Kitaplar gözlerini kapıya dikmiş kendilerine ilgi gösterecek birini dörtgözle bekliyorlar. Gele gele benim gibi eli çantalı biri geliyor ve içeri giremiyor! Çünkü eğer kitap okuma gibi bir niyetin varsa POTANSİYEL HIRSIZSIN demektir. Aman bu herife dikkat edelim.

Ne olabilirdi ki başka yani, camiye gittiğimizde ikide bir gözlerimiz kapıda duran ayakkabılarımızdaysa, kütüphaneci ne yapsın. Kaybolan kitap maaşından mı kesilsin.

Barış Manço'nun şarkısındaki Kol düğmeleri gibi kitaplar ve ben birbirimize kavuşamadık.

Keşke babam bana okuma alışkanlığı vermeseydi, ne güzel olurdu. Göz bildiği kadarını görür derler, daha az şey görür, daha az mutsuz olurdum. Hatta yukarıdaki üzücü kare bile gözüme takılmaz, deklanşöre basmazdım..Rüzgarda salınan bir ot gibi mutlu-mesut yaşar giderdim. Ah babam ah...

9 Ağustos 2007 Perşembe

OTOBAN YANGELİP YATMA YERİ DEĞİLDİR

KAZA YAPANA HEMEN YANAŞIP, "KÖR ÖLÜR BADEM GÖZLÜ OLUR" MİSALİ, GEÇMİŞOLSUN HEMŞEHRİM...VS. VS. LAFLAR EDİLİR. BURASI OTOBAN, ALTINDAKİ KOCA KAMYON VE SOL ŞERİTTE YANGELİP YATMIŞSIN..BE KARDEŞİM KAMYON SOL ŞERİTTE DEĞİL YATMAK GİDEMEZ BİLE (YAZILI KURALLARA GÖRE YASAK), AYRICA ÇARPIŞMA FİLAN DA YOK SENİN HIZ SINIRIN BELLİ NASIL BECERDİN BU İŞİ, AL SANA BABA BİR CEZA DİYEN DE Mİ ÇIKMAZ YAHU...BEN TRAFİK POLİSİ OLSAM, BU TİP KAZA YAPANLARA İLK SORUM, EHLİYETİN VARMI OLURDU, İKİNCİSİ EN SON NE ZAMAN ÖKÜZ GÜTTÜN, KAMYONA NE ZAMAN TERFİ ETTİN OLURDU..İDDİA EDİYORUM ARAÇ KULLANANLARIN ÇOĞU, KÖYDEN KENTE GÖÇ FURYASINDA BURALARA GELİP, HİÇTE HAKKETMEDİKLERİ İLERİ TEKNOLOJİLERİ VE ARAÇLARI KULLANANLARDIR... HELE GEL GARDAŞ, GEL, DAHA ÇOK YER VAR BURDA, KALMADIYSADA ORMAN FİLAN YAKAR YER AÇARIZ, SONRA İLK SEÇİMDE TAPU SAHİBİ OLURSUN, SONRADA GECEKONDUYU MÜTAHİTE VERİP 4 DAİREN OLUR ...GEL, GEL, İSTANBULA GEEEELL....

6 Ağustos 2007 Pazartesi

BÜYÜK ŞEHİR ÇALIŞIYOR




Maliye Bakanlığı ve DPT verilerine göre içme suyu yatırımları, belediye harcamaları içinde düşük pay aldı. Belediyeler, müteahhitlere yaptıkları hizmetler karşılığında geçen yıl 6 milyar YTL , bu yılın ilk çeyreğinde ise 1.2 milyar YTL ödeme yaptı. Bu paranın 2.8 milyar YTL `si yola, 1.3 milyar YTL `si kanalizasyona, 941.2 milyon YTL `si de sosyal tesis, hizmet binası ve hizmet tesisi yapımına gitti. 15 aylık süreçte içme suyu yatırımları için harcanan para ise 927.2 milyon YTL `de kaldı.

1 Ağustos 2007 Çarşamba

SEÇİM SONUÇLARI

Bugün sabah gaztesinde çıkan biir haberi okuyunca, günlerdir seçim sonuçlarını yorumlamaya çalışan uzmanlar aklıma geldi..kimileri temmuz ayında çuvalla kömür verdiler diyor..haadii canım sen dee, bu millet oyunu parayala satarmı yaa... Yukarıda küçücük resmini gördüğümüz bebecikle ilgili bir haber...uzun lafın kısası buna denir....benim seçmenim de, babam da, halkım da, işini bilir. Ama, işini bilmeyenler ülkenin geleceği nasıl olsun diye bunlara danışanlar bence.. OĞLUNU ÖLDÜREN ZANLIYLA "KAN PARASI"NDA ANLAŞTI...
Gökay USANMAZ MERKEZ
Maganda kurşunuyla can veren 3 yaşındaki Ahmet'in babası Nurullah Kaya "Ölen öldü. Biz para konusunda anlaştık. Bu kan parasıdır" deyip şikâyetinden vazgeçti..
Annesinin kucağında taksiden inerken bir minibüsten ateşlenen tabancadan çıkan kurşunun isabet etmesi sonucu ölen 3 yaşındaki Ahmet'in babası, oğlunun katil sanığıyla 'kan parası' pazarlığına oturdu. Küçükçekmece'de park halindeki bir minibüste geçen kasımda yaşanan tartışmada silah çekilmiş, Ahmet Kökçe'nin rasgele ateşlediği silahından çıkan bir kurşun ise 50 metre uzakta yaşındaki Ahmet'in başına isabet etmişti. Bakırköy 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki gün yapılan davanın ikinci duruşmasına, Ahmet'in ölümüne neden olan KİPTAŞ'ın alım-satım müdürü Ahmet Kökçe ile baba Nurullah Kaya katıldı. EŞİ ŞİKÂYETTEN VAZGEÇMEDİ Kaya, çocuğunun ölümüne neden olan Ahmet Kökçe hakkında soruşturma aşamasında yaptığı şikâyetini geri aldığını belirten bir dilekçe sundu. Kaya dilekçesinde, "Sanık hakkındaki şikâyetimi geri alıyorum. Tüm hukuki haklarımdan da feragat ediyorum" dedi. Bu gelişme üzerine mahkeme başkanı Ali Asker Kazak, babaya, "Eşiniz de şikâyetinden vazgeçiyor mu?" diye sordu. Kaya, Van'da bulunan imam nikâhıyla yaşadığı Macide Kurt'un değil kendisinin şikâyetten vazgeçtiğini söyledi. Baba Kaya'nın bu hareketi karşısında avukatı Hürriyet Altın ise kendi haberi olmadan sanığın ailesiyle yapılan görüşmeler sonucunda şikâyetten vazgeçilmesine rıza göstermediğini belirtti. Gelecek celse Ahmet'in annesinin dinlenmesine karar veren mahkeme, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi. 'BİZ ARAMIZDA ANLAŞTIK' Duruşma çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Nurullah Kaya, "Biz sanığın ailesiyle para konusunda anlaştık. Bu kan parasıdır. O benim tek oğlumdu ama ölen öldü" diye açıklama yaptı. Anlaştıkları paranın miktarı ve maddi durumunun nasıl olduğu sorusuna ise Kaya, "Daha bu konuyu konuşmadık. Bugün aileyle bir araya gelip konuşacağız" diye cevap verdi. Nurullah Kaya ayrıca bu konuda, sanığın çalıştığı KİPTAŞ yetkililerinin de kendileriyle diyalog kurduğunu söyledi. Davada Ahmet Kökçe'nin kasten adam öldürmekten ömür boyu, olay sırasında tartıştığı Kökçe'yi yaralayan Murat Kılıç'ın ise 2-5 yıl arası hapsi isteniyor.